Yunus’un Feryadı

“Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.” 

Demekten vazgeçmeyeceğim… Kibrin boyundan daha büyük! Sen siyasetçi değil kötü bir orta oyun oyuncususun. 

Öyle ucuz ayak oyunlarına, saçma sapan mazeretlere sığınarak sana diyeceklerimden kaçamazsın. Sen ve dar avanen çıkacaksınız sekiz aydır usanmadan siyaset yapıyorum zannıyla, sosyal medyandan isim vermeden korkakça bana hakaret edeceksin. 

Ben mütekabiliyet babında cevap verince meee! Yok öyle, diline sahip çıkacaksın. 

Hatta sen az seviyeyi dilini düzeltirken, hakaretlerini son kez yanında yörende ki çoluk çocuk, sarhoş ayyaşa yazdıracaksın. ‘Şark kurnazı’ diyeceğim ama sen içinde şark geçtiği için alınırsın kesin.

Konu dağılmasın. Yazdığım ‘dolandırıcı ve borçlarını öde’ ifademe çok takılmışsın.

Bağırmandan anladım ki borcun yok kimseye bu sebeple özür dilerim… Ama dolandırıcısın! Bunu kabul et, şehrin ana muhalefeti gibi davranıp bir kitleyi ardına alıp başka amaçlara sürükledin. Siyasi bir dolandırıcısın. 

Benim yazdıklarımla takıldığın “ticari itibarın” falan filan… Bizim itibarımız?  Unutma düşmez kalkmaz bir Allah! Bu kadar feryat figanının ardında ne var merak etmedim de değil? Sen, çocuğunun yazdığı hakaret dolu mesaj da benim; Sivas, Denizli ve Düzce maceramı, ticaretimi onu bunu karma karış ettir. Ben borçların var deyince yine meee! 

Aylar önce yazdım ‘seni azat ettim’ sus diye! Sense meşhur olmak isteyen çocuk gibi bağırdın durdun. Bende senin adını yayıyorum bana şükran duymalısın. Lakin sen adımı bile anmayacak kadar kibirlisin çünkü senin derdin başka… Amacın başka… Hedefin başka… 

Beni tutma, gömleğim kan içinde
Beni tutma, darmaduman olursun
Yıllardır öyle çok yedim ve öyle çok doydum ki
Şimdi bir tükürürüm
Havan bozulur, rezil olursun/ Yusuf Hayaloğlu