
05324785381
Öncelikle “Yangın Olur” romanınız hayırlı olsun.
Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?
Çok teşekkür ederim. 50 yaşındayım. Henüz 18 yaşında
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi birinci
sınıf öğrencisiyken Sabah Gazetesi’nde muhabir olarak
çalışmaya başladım. O zamanlar tirajı 1 milyonlara
dayanan bir gazetede polis muhabirliği yapmak bana
büyük tecrübe kattı. Daha sonra sırasıyla Akşam,
Hürriyet, son olarak yine Sabah Gazetesi’nde
istihbarat şefliği, editörlük, haber müdürlüğü, yazı
işleri müdürlüğü görevlerini yürüttüm. Şu anda emekli
olmama rağmen Patronlar Dünyası haber portalında
Haber Müdürü olarak çalışıyorum. İlk kitabım Kayıp
Topraklar 2005’te basıldı. Ardından Avrupa’yla
Aşkımız yine Truva yayınlarından çıktı. Bu iki
kitabım araştırma kitaplarıydı. Üçüncü kitabım, ilk
romanım Aşk, Hürriyet, İstibdat 2015’te Can
Yayınları’ndan çıktı. Olumlu tepkiler aldım ikinci
romanım Leman Hanım’ın Mavi Cadillac’ı 2019’da Mona
Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Üçüncü ve son
romanım Yangın Olur’u da üç yılda tamamladım ve siz
okuyucularla Narsist Kitap tarafından geçen ay
basıldı. Mesleki ve yazarlık geçmişimi kısaca böyle
özetledikten sonra edebiyata ilgim ve sevgimden
kısaca bahsetmek isterim. Gençliğimden itibaren
öncelikle kendi şair ve yazarlarımızı sıkı bir
şekilde takip etmeye başladım. Yahya Kemal
Beyatlı’dan Attila İlhan’a, Orhan Kemal’den Kemal
Tahir’e, Yaşar Kemal’den Sabahattin Ali’ye daha adını
sayamadığım bir çok edebi değerimizin şiirlerini,
denemelerini, romanlarını okudum. Tabii sonrasında
dünya edebiyatına da yöneldim ama ilk okumalarımda
ağırlığı Türk yazarlarına verdim. Okurların beni
tanıması için bir cümlede kendimi okurlar için
özetlemem gerekirse: Burak Artuner, gözlem yapmayı,
okumayı ve yazmayı tutkuyla seven biri.
Gözlemleriniz, deneyimleriniz, okumalarınız,
araştırmalarınız metninize nasıl yansıdı?
Uzun yıllar gazetecilik mesleğini yapan biri olarak
pek çok olayı bire bir içinde yaşama fırsatını
buldum. Örneğin bir cinayet mahallinde de bulundum
bir başbakanla da oturup sohbet ettim...Böyle geniş
bir gözlem gücü olanağı sundu gazetecilik bana.
Bunlar elbette yazınızı da gerçekçilik anlamında
besliyor.
Ne kadar zamandır yazıyorsunuz?
İlk gençliğimde şiirle başladım yazmaya sonra onlarca
bitmiş şiirim var o yıllardan kalan... Bazen okurum
onları ve hâlâ beğenirim ama kitaplaştırmadım hiçbir
zaman... Sonra 20’li yaşlarımda hiç bitmeyen roman
denemelerim oldu, ama hep başladım bitiremedim
onları... Kaybolup gittiler bir yerlerde... Ardından
yukarıda da bahsettim kitaplarımı yazmaya başladım.
Bugün üçüncü romanım Yangın Olur’u okuyucuyla
buluşturmanın sevincini yaşıyorum. İlk okuyanlardan
güzel tepkiler almaya başladım. Umarım okuyucular
düşünerek, tahlil ederek, edebi bir haz alarak
okurlar...
Hayal gücü, yazmaya etken mi peki?
Hayal gücü yazmak için tabii ki en büyük etkenlerden
biri. Hatta şöyle söyleyeyim ‘hayal gücü’ yazmanın
olmazsa olmazı, yazmanın ateşleyicisidir. Hayal gücü
olmadan hangimiz neyi yazabilirdik. Yazarken önemli
olan, hayal ettiğimizi gerçeklikle harmanlayabilme
yetisidir. En azından benim için öyle... Hayal gücü
bazen ağır bir yük de olabilir, önemli olan o gücü
dengede tutup gerçeklikten kopmadan yazdıklarına
yansıtabilmektir. Yazma işindeki en önemli
etkenlerden ise kararlılık ve çalışma disiplinidir
bana göre. Kararlı olmayan, yazma disiplini
oluşturamayan birinin bir eser ortaya koyabilmesi
mümkün değildir. Bu yüzden yazar olmak isteyen
kişilerin önce kararlı olması ve mutlaka bir yazma
disiplini geliştirmesinin gerekli olduğunu
düşünüyorum.
Önümüzdeki dönem için yeni üretimleriniz olacak mı?
Gücüm yettiğince yazacağım elbette, bu benim yegane
tutkum. Bir yazar yazmadığı zaman ölür. Fiziken
olmasa da ruhen ölür. Ölmemek için yazacağım,
yaşayanlar için yazacağım, doğanlar ve doğacak
olanlar için yazacağım. Şimdiden 4’üncü romanımın
çalışmalarına başladım zaten...
Kitap okuma oranın yükseldiğine dair söylenenleri
doğru buluyor musunuz?
Kitap okumak bir kültürdür... Yüksek bir kültür
göstergesidir okumak. Hatta gelişmişliğin de
göstergesidir bana göre. Gelişmişlik sadece
gökdelenlerin yükselmesi değildir... Bir ülkedeki
gazete ve kitap okuma oranının yüksekliği bana göre
gelişmişliğin en büyük göstergesidir... Ülkemizde
herkesin düşündüğünün aksine bilhassa
gençlerin okumaya meraklı, hevesli olduğunu
görüyorum. Çünkü daha çok sorgulayan bir nesil var.
Dijitalleşmenin kitap sevgisini körelttiğine de
inanmıyorum. Aksine dijitalleşmeyle bilhassa
gençlerin, doğru okunacak kitaplara ulaşmasında bir
kolaylık sağladığına inanıyorum. Her dönemde ‘Eskiden
şöyleydi, eskiden daha iyiydi’ denmiştir... Öyle
olmasaydı mesela Turganyev ‘Babalar ve Oğullar’ı,
Dostoyevski’nin ‘Karamazov Kardeşleri’ yazılmamış
olurdu değil mi? Kuşak çatışmaları hep olagelmiştir.
Ama gözlemlerine göre genel olarak gençliğin, bizim
kuşaklardan daha sorgulayıcı olduğunu, bu sorgulamada
kitaplara başvurmak zorunda olduğu gerçeğini de
hesaba katarak kitap okumaya devam ettiğini
gözlemliyor ve buna devam edeceğini düşünüyorum...
Sorularıma verdiğiniz yanıtlar için çok teşekkür
ederim. Siz bir şey eklemek ister misiniz?
Ben teşekkür ederim. Tüm okurlarınızı saygıyla
selamlıyorum. Keyifli okumalar ve kitap dolu günler
anlar diliyorum.
Vakit ayırdığınız için tüm cevaplarınız için teşekkür
ederim.
‘YANGIN OLUR’UN KONUSU
İÇİNDE OLDUĞUMUZ
YANGININ ROMANI
‘YANGIN OLUR’
Gazeteci Yazar Burak Artuner’in üçüncü romanı Yangın
Olur, Narsist Kitap’tan piyasaya çıktı. Roman,
günümüz İstanbul’unda betonlaşmayla kuşatılan
‘insanlar’ın sıkışıp kalmışlıklarına, düzenin
yozlaşmışlığına, adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir
dönemin ruhuna bir ‘Yangın Kulesi’nden bakıyor adeta…
Roman, aslında içinde bulunduğumuz görünmez ‘Yangın’ı
anlatıyor… Sadece bir memleket yangını değil bir çağ
yangınının aktarmanın çabasında: Yangın Olur.
İtfaiyeci Murat, dürüst, sözünün eri, işini iyi
yapmanın derdinde bir genç adam… Kitapçı dede, bir
zamanlar siyasi mücadelenin ortasında yer almış
sonrasında köşesine çekilmiş –belki de saklanmış-
fikirlerin pek işe yaramadığı ama gerçeklerin
söylenmesinin de zorunlu hissedildiği bir döneme ait
bir kişilik… Roman ilerledikçe hikâyesinin,
kaçınılmaz bir şekilde Türkiye’nin acı olaylarıyla
kesişmesine şahit oluyorsunuz. Suriye’deki Türkmen
kasabından göçüp bugüne kadar hiç tanımadığı
amcasının yanına gelen Hayat, bir yangın bombasıyla
yüzü kavrulmuş kardeşi Ömer… Süpermarketlere direnen
Bakkal Orhan… Yengeleri Nesrin’in, şeyhinin güçlü
bağlantılarıyla işlerini günden güne büyüten,
Murat’ın çocukluk arkadaşı Çeyrek Sami‘nin karanlık
ilişkileri. Rüşvetçi ‘başgan’lar, paraya tapan
‘gasteci’ler…
Daha pek çok farklı Türkiye gerçeği mi desem kurgusu
mu? Bilemedim.
MEMLEKETİN DEĞİŞMEYEN GERÇEKLERİ
Diyaloglarıyla, konusuyla, gidişatıyla düşürdürten,
düşündürtürken sürükleyen bir roman Yangın Olur…
Burak Artuner, önceki romanları Aşk, Hürriyet
İstibdat ve Leman Hanım’ın Mavi Cadillac’ın da olduğu
gibi yine İstanbul’un şahitlik ettiği farklı bir aşk
hikâyesini anlatırken, aslında memleketin 1980’lerden
beri hiç değişmeyen gerçeklerini de gittikçe güçlenen
kalemiyle aktarıyor okurlarına. Yangın Olur… Biz
yangına gideriz mi? Diyelim… Yoksa, biz zaten o
yangının tam ortasında mıyız? Bilemedim.
KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI ŞÖYLE:
Fatih’te yaşayan mütedeyyin, cesur itfaiyeci Murat…
Sıkışıp kaldığı bir aracın şanzımanından henüz
yavruyken kurtardığı kedisi Şazuman… Geçmişi sırlarla
dolu kitapçı dede … Savaşta anne babalarını
kaybedince amcalarının yanına sığınan Türkmen kızı
Hayat ve yüzü yanmış kardeşi… Şeyhin güçlü
bağlantıları, alengirli işleriyle zenginleşen
müteahhit Çeyrek Sami...
Hepsinin yolu, eski sırların, hayaletlerin
sokaklarında gezindiği şehrin yangınlarıyla meşhur
semtinde kesişir. Geçmişi, bugünü, düzeni, savaşı,
yozlaşmayı, beton yığınlarıyla kuşatılmışlıklarını
sorgularken, hayatın kendilerine ne getireceğinden
habersizdirler. İçlerini kavurmaya devam eden geçmiş
yangınını söndürüp, geleceğe dair yeni bir sayfa
açabilecekler midir?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan MSA Film Post Production Reklamcılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi (duzceanaliz.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.