
05324785381
Bilimsel olarak bakarsak Türk, Sibirya civarından çıkarak dünyaya yayılan kadim bir toplumun dilini konuşan ve soyunu, kültürünü taşıyan halkların ve bu halkların mensuplarının genel adıdır. Hukuki bakarsak Türk, Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyandır. Peki tarihi maneviyat ile okursak Türk nedir? İşte o zaman Türk, Balkanlarda, Kafkasya’da, Ortadoğu’da, Akdeniz’de Haç’a çarpan Hilal’in adıdır. Kılıçarslan ile, Nureddin Zengi ile Haçlılara kâbus olandır. Din-i mübin İslam’ın sancağını Kanjie’ye, Uyvar’a kadar götürendir. Rus’un, Ermeni’nin Müslüman katliamlarına karşı set olan Karabekir Paşa’dır, Enver ve Nuri Paşalardır. Modern dönemin Haçlılarını Gelibolu’ya, Dumlupınar’a gömen, bu yüzden Hint ve Cezayir Müslümanlarına umut ışığı olan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türk, mazlum milletlerin umududur. Türk, dua edilendir. Türk, Bosna’da beklenendir. Filistin’de de beklenendir.
"Mazlumlar bayram etsin işte Türkler geliyor” dizeleriyle tasvir edilen kutlu atalarımıza nasıl layık olabiliriz peki? İşte bu durum Türkiye’de yanlış anlaşılıyor. Mazlumun umudu olmak, kendi ülkenin dengesini bozacak şekilde dünya Müslümanlarını Türkiye’ye yığmak değildir. Mazlumların umudu olmak, imparatorluk mirası olmak, dünya Müslümanlarının kendi ülkesinde huzur içinde yaşayabileceği; can, mal, ırz kaygısı çekmeden dârülislâm olan öz memleketlerinde yaşayabilecekleri dengeyi kurmaktır. Bunu Selçuklu ve Osmanlı başarıyla yaptı. Enver Paşa ve diğer İttihatçı paşalar bunun için Teşkilat-ı Mahsusa’yı Türkistan’da, Kafkasya’da, Afrika’da, Hindistan’da aktif şekilde kullandı. Atatürk, bunun için Şeyh Ahmet Sünusi ile Irak ve Suriye’de çalışmalar yürüttü, bunun için Sadabad Paktı’nı kurdu. Dündar Taşer bu yüzden İslam ülkeleriyle iktisadi bir pakt kurulmasını savunuyordu. Bunu tatbik etmek ve yaşatmak da, hem Enver’i, hem Atatürk’ü anlamış, Osmanlı-Selçuklu, Türk-İslam kültür birikimini sular gibi içmiş bir liderliğin ve kadronun harcıdır.
İsrail’in dünyada eşine az rastlanır bir kıyım ve zulüm ile tarumar ettiği Filistin hakkında ortalarda dolanan bir tevatür var aylardır. Deniyor ki, Filistinliler Türkiye’ye ve Mısır’a taşınabilir. Bunun sözünün geçmesi bile Hz. Ömer’in, Selahattin Eyyübi’nin, Kudüs uğruna kan döküp can vermiş İslam ve Türk büyüğünün anısına hakarettir. Filistin, orada Filistinli kardeşlerimiz yaşadıkça, o mübarek diyarlarda İslam kültürünü yaşadıkça ve yaşattıkça değerlidir ve Filistin’dir. İsrail’in işgal ve iskan planına destek çıkacak her adım, Siyonizmin değirmenine su taşımaktır. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir. Bizim Ortadoğu ile bir tarihimiz, yaşanmışlığımız var. Atatürk’ün işbirliği yaptığı Uceymi Sadun Paşalar, Enver Paşa ile birlikte örgütledikleri Libyalılar, Ömer Muhtar ile olan işbirlikleri, din ve kültür bağlarımız vs vs...
Eğer Türk milletinin Ortadoğu’yla asırlarca süren tarihi bağlarını muhafaza etmek istiyorsak, Ortak mazimiz olan kardeşlerimizin kendi memleketlerinde huzur içinde yaşamasını temin edecek bir akıl oluşturmalıyız ve onların kendi ülkelerinde bize dost ve kardeş kalmasını sağlamalıyız. Kuru siyaset yapmamalıyız. Boş laflardan öte icraat üretmeliyiz.
Ses vermeliyiz!
Her Kurban bayramında hayvan hakları diye protesto için sokaklara dökülen hayvanseverler!
Ağaçlarımız kesilmesin diyerek sokaklara dökülen Çevrecilerimiz!
Konu seçim olduğunda Müslümanlığı dilinden düşürmeyen Siyasilerimiz! neredesiniz?
Yahu İsrail Askerine taş atan koca yürekli küçük bir Filistinli çocuk kadar olamayacak mıyız?
Bana göre büyük bir sınavdı bu verdiğimiz.
Hem de ne sınav...
Geçen takdir alacaktı, kalan ziyan olacaktı.
Ziyan olduk! Hem Müslüman alemi olarak hem de Türk dünyasının sancaktarı olarak sınıfta kaldık.
Şimdi hesap vereceğimiz günü bekleyelim.
Türk yukarıda da dediğimiz gibi beklenendir. "Mazlumlar bayram etsin Türkler geliyor." dedirtendir. Din-i mübin İslam’ın sancağını dünyanın kalbine nakşedendir.
Dünya'ya nizam veren Türk’ün omuzlarında büyük bir sorumluluk ve önünde büyük bir tarihi misyon vardır. Bize yakışanı yapmak dileğiyle yazıma bir hadis ile son vereyim...
“Öyle bir zaman gelecek ki, yerin altı yerin üstünde daha hayırlı ve güvenli olacaktır”
İnsanın, eyvah Peygamberimizin yerin altı yerin üstünden hayırlıdır dediği günler bu günler mi acaba diyesi geliyor.
Sağlıkla kalın...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan MSA Film Post Production Reklamcılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi (duzceanaliz.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.