
05324785381
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapan Diş Hekimi Jale Demir, diş beyazlatmada doğru bilinen yanlışlara değinerek önemli açıklamalarda bulundu.

Uzun yıllar sigara kullanan ve daha önce hiç diş beyazlatma hizmeti almayan hastanın tedavi sürecine
değinerek sözlerine başlayan Dr. Jale Demir, hastanın diş beyazlatma nedenin biri de sigarayı
bırakmak için motivasyon kazanma isteği olduğunu vurgulayarak, diş beyazlatmanın sadece estetik
görünüş değil, bir tedavi olarak bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda tam iyilik halinin sağlık olarak
tanımlandığını hatırlatarak sözlerine devam eden Jale Demir, bu nedenle sağlıklı bir gülüş için estetik
kadar etkili olan diğer bir durumun ise beyaz dişler olduğunu vurguladı. Dişlerin; gri, sarı, beyaz ve
tonları gibi farklı renk ve tonlarda olabileceklerini söyleyen Demir, doğal rengine sahip dişlerin
zamanla çeşitli sebeplere bağlı olarak renk değişimlere maruz kalabildiğini ifade etti.
Diş Renginin Bozulmasına Sebep Olan Etmenler ve Diş Beyazlatma Teknikleri
Diş beyazlatmada en sık tercih edilen yöntemin ofis tipi beyazlatma olduğunu söyleyen Diş Hekimi
Jale Demir, “Bu yöntem, klinik ortamda, yüksek konsantrasyonlu hidrojen peroksit içeren beyazlatıcı
jellerin diş yüzeyine uygulanması ve genellikle özel ışık sistemleriyle (LED, plazma ışık ya da lazer)
aktive edilmesiyle gerçekleştirilir. Bu yöntem, tek seansta belirgin bir beyazlatma sağlaması nedeniyle
özellikle zamandan tasarruf etmek isteyen bireyler arasında oldukça popülerdir.
Dişlerin renklenmesinin altında ise hem dışsal hem de içsel nedenler yatmaktadır. Çay, kahve, meyve
suyu, kola gibi pigmentli içeceklerin aşırı tüketimi gibi beslenme alışkanlıkları, sigara kullanımı,
yetersiz ağız hijyeni ve travmalar çevresel faktörler olarak dışsal renklenmeye sebep olurken, genetik
faktörler, florozis (aşırı flor alımı), tetrasiklin gibi antibiyotiklerin kullanımına bağlı renklenmeler veya
yaşa bağlı mine aşınmaları gibi etmenler içsel renklenmelere yol açar. Dolayısıyla beyazlatma işlemi
planlanmadan önce renklenmenin tipi ve kaynağı doğru analiz edilmelidir.” dedi.
Ofis tipi beyazlatmaya ek olarak ev tipi (home bleaching) beyazlatma yönteminin de sıklıkla
kullanıldığını ifade eden Demir, kişiye özel hazırlanan ağız plakları ve düşük konsantrasyonda
beyazlatıcı jellerin kullanılarak hastanın, tedaviyi kendi evinde gerçekleştirdiğini dile getirdi. Bu
yöntemin genellikle daha uzun sürede sonuç verdiğinin altını8 çezen Jale Demir, bazı vakalarda
kombine uygulamalar (önce ofis tipi, sonra evde destekleyici ev tipi) ile daha stabil ve uzun ömürlü
sonuçlar elde edildiğini söyledi.
Diş Beyazlatma İşlemlerinin Kalıcılığı Ne Kadar Sürer?
Diş beyazlatmanın kalıcılığının; uygulanan yönteme, hastanın yaşam tarzına ve dişin yapısal
özelliklerine bağlı olarak değişiklik gösterdiğinin bilgisini veren Diş Hekimi Jale Demir, “Beyazlık
genellikle 6 ay ile 2 yıl arasında korunabilir. Ancak sigara kullanımı, kahve, kırmızı şarap gibi renk
verici maddelerin aşırı tüketimi gibi etmenler kalıcılığı azaltır. Düzenli ağız hijyeni sağlanması,
beyazlatıcı diş macunlarının uygun şekilde kullanılması ve profesyonel diş temizliği ile beyazlatmanın
etkisi daha uzun süre muhafaza edilebilir.” şeklinde konuştu.
Diş Beyazlatma Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Diş beyazlatma işleminden sonra özellikle ilk 48 saat boyunca dişler daha hassas hale geldiğinden,
renklenmeye yol açabilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınmak gerektiğini, ve bu dönemde “beyaz
diyet” uygulanması önemli olduğunu vurgulayan Jale Demir, tedavi sonrası dönemde; beyaz peynir,
süt, yoğurt, tavuk eti, beyaz pirinç gibi açık renkli gıdaların tüketilmesi önerisinde bulundu. Ayrıca
sigara, çay, kahve ve asidik içeceklerden uzak durulması gerektiğini de hatırlatan Demir, alınacak bu
önlemler sonucunda yeni oluşacak renklenmelerin önüne geçilmiş olacağını ifade etti.
Beyazlatma Sonrası Hassasiyet Normal midir? Hassasiyet Nasıl Giderilir?
Diş beyazlatma işlemi sonrasında geçici diş hassasiyeti görülmesinin oldukça normal olduğunu ve bu
hassasiyetin çoğunlukla 24 ila 72 saat içerisinde kendiliğinden kaybolduğunu söyleyen Jale Demir,
“Özellikle ince mine tabakasına sahip bireylerde bu hassasiyet daha belirgin olabilir. Bu durumun
önüne geçmede potasyum nitrat veya florid içeren hassasiyet giderici diş macunlarının kullanımı
yardımcı olur. Ayrıca diş hekimleri, ihtiyaç duyulması halinde florid uygulamalarıyla mineyi
destekleyerek hassasiyeti hızlıca azaltabilirler.” dedi.
Beyazlatma İşlemleri Tüm Bireylere Uygulanabilir mi?
Beyazlatma işlemlerinin her birey için uygun olmadığını dile getiren Jale Demir, “Hamile veya emziren
kadınlar, 16 yaş altı gençler, aktif diş eti hastalığı veya çürük problemi olan bireylerde beyazlatma
yapılması önerilmez. Ayrıca, ağızda büyük çaplı dolgu, kuron, kaplama gibi restoratif materyaller
bulunan bireylerde doğal diş ile restorasyonlar arasında renk uyumsuzlukları oluşabileceğinden işlem
öncesi detaylı bir planlama yapılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.
Diş Rengi Genetik midir? Beyazlatma Herkeste Aynı Etkiyi Gösterir mi?
Diş renginin büyük ölçüde genetik faktörlere bağlı olduğunu açıklayan Diş Hekimi Demir, “Dişe rengini
veren kromofor denilen organik uzun zincirli moleküllerdir ve beyazlatma işlemi kromofor zincirinin
kırılıp oksidasyona uğraması sonucu oluşur. Her bireyin başlangıç diş rengi farklıdır ve beyazlatmaya
verdikleri yanıt da değişkenlik gösterir. Özellikle sarı tonlu dişler beyazlatmaya daha iyi yanıt verirken,
gri ya da morumsu tonlarda (örneğin tetrasiklin renklenmelerinde) istenen sonuca ulaşmak daha zor
olabilir. Bu nedenle tedavi öncesinde hastanın beklentileri doğru yönetilmeli ve kişiye özel bir
beyazlatma protokolü oluşturulmalıdır.” dedi.
Beyazlatma İşlemi Dişlere Zarar Verir mi?
Doğru şekilde, kontrollü olarak ve uygun ürünlerle yapıldığında diş beyazlatma işleminin dişlere kalıcı
bir zarar vermeyeceğinin altını çizen Jale Demir, “Bilinçsiz ürün kullanımı, aşırı uygulamalar ya da
yetkisiz kişiler tarafından yapılan işlemler mine tabakasında aşınma, pulpa hasarı ve kalıcı hassasiyet
gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle işlemin mutlaka bir diş hekimi kontrolünde gerçekleştirilmesi
kritik öneme sahiptir. Beyazlatma ajanı olarak kullanılan materyal yüksek konsantrasyonda( %25-
%40) hidrojen peroksit veya karbamid peroksit solüsyonlarıdır. Uygulanan bölgede su ve oksijene
ayrışır ve oksijen sayesinde oksidasyon-redüksiyon tepkimesi meydana gelerek beyazlatma sağlanır.
Bu işlemi hızlandırmak için de fotosensitive ajanlar ve light cure sistemler kullanılmıştır. Işık kaynağı
peroksiti aktive ederek beyazlatma işleminin kimyasal reaksiyonunu başlatır. Kliniğimizde %35
hidrojen peroksit içeren diş beyazlatma ajanı kullanılmaktadır.” diyerek diş beyazlatma işleminin
uzman hekimler eşliğinde yapılması gerektiğini vurguladı.
Estetik Beklentiler ile Gerçekçi Sonuçlar Arasında Nasıl Bir Denge Kurulmalı?
Hastaların çoğunun “olabildiğince beyaz” dişler istediğini, hekimlerin ise; doğal ve sağlıklı bir beyazlık
hedeflediklerini söyleyen Jale Demir, “Aşırı beyaz dişler doğal görünmediği gibi, mine yapısına zarar
verebilir. Bu nedenle beyazlatma işlemleri sırasında hastanın yüz tipi, ten rengi, yaş faktörleri gibi
kriterler göz önüne alınarak doğal bir estetik hedeflenmelidir. Hekim ve hasta arasında gerçekçi bir
beklenti yönetimi yapılması tedavinin başarısını artırır.” dedi.
Diş Beyazlatma İşlemi Sonrası Tekrar Renklenme Olursa ne Yapılmalı?
Zamanla doğal olarak bir miktar renk değişimi yaşanabileceğini ifade eden Düzce Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Diş Hekimi Jale Demir, “Bu durumda, ‘touch-up’ uygulamaları yani küçük
destekleyici beyazlatma seansları yapılabilir. Ev tipi hafif beyazlatıcı jellerle yapılan kısa süreli
uygulamalar renk stabilizasyonu sağlar. Ayrıca düzenli profesyonel diş temizliği ve ağız hijyeninin
sürdürülmesi, renk kaybını minimuma indirir.
Diş beyazlatma, tüm bu açıklamalar doğrultusunda estetik diş hekimliği bağlamında günümüzde
bütünsellik içeren bir tedavidir. Sağlıklı ve beyaz gülüşler temenni ederim.” Şeklinde açıklamasını
sonlandırdı.
Editör: A. GAZETESİ
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan MSA Film Post Production Reklamcılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi (duzceanaliz.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.