Türkiye?de inşaat mühendislerinin zorlu süreci yaklaşık 15-20 yıl öncesine dayanıyor. O dönemlerde işlerin bu duruma geleceğini kim bilebilirdi ki! Aslında zorlukların sinyalleri ?ben buradayım? diyordu. Tabi ki görene! 2020-2021 eğitim öğretim yılındaki verilere göre ülkemizde 73?ü vakıf üniversitesi, 4?ü vakıf meslek yüksekokulu ve 127?si devlet üniversitesi olmak üzere toplamda 204 üniversite faaliyette. Neredeyse her üniversitede İnşaat Mühendisliği bölümü var. Kontenjanları da ciddi derecede yüksek. Bunlara bir de ikinci öğretim ve inşaat teknolojisi bölümleri yani önlisans inşaat bölümü de eklenince zorlu süreç ortaya çıktı. Mezuniyet sonrası gerek ekonomik nedenler gerekse de mezun sayısının fazlalığı ile sektörde gereğinden fazla inşaat mühendisi ve inşaat teknikeri oluşmasına neden oldu. Buna bir de mühendislik tamamlama eklenince işler daha da çıkılmaz bir hâl aldı. Hızlıca açılan ve kontenjanları arttırılan inşaat mühendisliği bölümlerinde gerek ciddi mali külfeti olan laboratuvar gibi alt yapı eksikliği, gerekse de nitelik ve nicelik olarak sorunların olduğu düşünülen akademisyenler eklenince son darbe de vurulmuş oldu. Mühendislik tamamlama denilen durum şu aslında. Önceden Teknik Eğitim Fakülteleri mezunları alanına göre yapı öğretmeni, elektrik öğretmeni, bilgisayar öğretmeni gibi unvanlarla mezun olup meslek liselerinde öğretmenlik yapıyorlardı. Meslek liselerine olan talebin azalıp bu öğretmenler de sıkıntı çekmeye başlayınca Teknik Eğitim Fakültelerini Teknoloji Fakültelerine çevirme durumu doğdu. Buradan mezunların unvanı ne alacaktı? Buradan mezun olacaklar bazı ülkelerin sistemde var olan mühendisle tekniker arası ?Teknolog? unvanını mı alacaktı? Maalesef hayır. Çünkü ülkemizdeki mevzuat buna uygun değildi. Belki de uygun hale getirilmek istenmemiş olabilirdi. O zaman dediler ki Teknoloji Fakültelerinden mezun olanlar da ?mühendis!? olsun. Burada 2 önemli sorun doğdu. İlki üniversitelerde artık mühendis yetiştiren 2 farklı fakülte vardı. Mühendislik Fakültesi ve Teknoloji Fakültesi. Bu ciddi bir sorun aslında. İkincisi ise Teknoloji fakültelerindeki akademisyenler mühendis yetiştiriyor fakat akademisyenlerin kendileri mühendis değildi. Burada hemen mühendislik tamamlama girdi devreye. Tabi bu hakkı sadece Teknoloji Fakültelerindeki mühendis yetiştiren ve mühendis olmayan öğretmenlere tanımak olmazdı. Teknik Eğitim Fakültesinden mezun olanların tamamına bu haklar tanınmalıydı. Öyle de oldu. Artık mühendislik fakültesinden 7-8 ders alan bir teknik öğretmen mühendis olabiliyordu. Yani Yapı öğretmeni aldığı 7-8 dersle artık bir inşaat mühendisiydi. İnşaat mühendisi yapı öğretmeni olabiliyor muydu? Tabi ki hayır. ?Devamı bir sonraki sayıda. ÖĞRETİM GÖR. BURAK YEŞİL İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ